LAPLAND
100’ün üzerinde ülke görmüş bir acentacı olarak, hayatımın en etkileyici gezilerinden birisini 2014 Aralık ayında Laponya’ya yaptık. Karlarla kaplı, ağaçları rengarenk ışıklandırılmış, geyik sayısının insan sayısından fazla olduğu masalsı bir yer düşünün. Husky köpekleri ve ren geyikleriyle sürüşler, buz bardaklarda kokteyller, kamp ateşinde yiyecekler hayal edin. İşte Rovaniemi’de bu hayal gerçeğe dönüşüyor.
Finlandiya’nın kuzey bölgesine LAPONYA (Lapland) deniliyor. THY ile Istanbul’dan direkt Helsinki’ye uçup, Helsinki’den de direkt Rovaniemi’ye uçarak bu bölgeye ulaşmak mümkün.
Daha uçaktan iner inmez Noel Baba’nın ülkesine geldiğinizi anlıyorsunuz. İnince bizleri Noel baba heykeli, bagaj beklerken ise süslü bir yılbaşı ağacı, geyiklerve “Welcome to official airport of Santa Claus” Tabelası karşılıyor (Noel Baba’nın resmi havalimanı’na hoşgeldiniz) İlk izlenim bile hayallerin ötesinde… Çok keyifli bir seyahat olacağının ilk sinyalleri geliyor.
Havalimanı’ndan çıkınca gezi boyunca bize zimmetlenecek olan termal kıyafetlerimizi almaya gidiyoruz. (Tulum, eldiven, bere, termal çoraplar, kar çizmesi kısaca karda ihtiyacımız olabilecek herşey) Havanın -10-15 derece olacağı söylenmesine rağmen, şansımıza -2-3 derecenin altını görmedik. Görseydik bile termal tulumların içerisinde astronot edasındayken üşümek pek de olası değil. Termal kıyafetlerimizi giyip buz barı ziyaret ediyoruz, buz bardaklarda kokteyl alıyoruz, koltuklar, masalar herşey buzdan yapılmış…Aynı şekilde restaurantı, yatağı, duşu, jakuzisi, hatta saunası bile buzdan yapılmış oteller mevcut. Ancak gecelik 500 USD civarı verip, minicik buz odalarda kalmak pek de akıl karı değil.
Buz yataklarda uyumak için özel kıyafet veriyorlar. Buz saunalar 70-80 kullanımlık, sonrasında eriyor ve yeniden dondurulup inşa ediliyor. Açık hava terasta, buz jakuzilerde kaynar su içerisinde kuzey ışıkları izleme imkanı da mevcut. Üzeri cam iglo’lar da başka bir konaklama alternatifi. Yine 1 gecesi için tonlarca para verip, minicik cam odalarda uyuyorsunuz. Gece boyunca bekçiler olası kuzey ışıklarının kendini göstermesine karşı tetikteler, ışıklar çıktığı zaman odalarda alarm çalıyor. Ancak Kuzey Işıklarını izleme şansı maalesef her gün denk gelemiyor. Ancak şanslıysanız nasip oluyor. Biz de büyüleyici kuzey ışıklarını görmek üzere kar motorsikletleriyle safariye katıldık, ancak görme şansına erişemedik. 1.5 saatlik kar motorlarıyla yaptığımız çılgın macera yanımıza kar kaldı. Belinde sakatlık vb. problem olanlara tavsiye etmiyorum, çünkü engebeli karlı yollarda zıp zıp zıplayarak bu safariyi tamamladık. Safarinin sonunda ise kamp ateşinde çikolata soslu kızarmış muz vb. ikramları afiyetle yedik.
Rovaniemi’de yapılacak aktivite çok. 15 dakikalık ren geyiği sürüşü de akıllarda kalan başka bir anımız oluyor. Birbirinden sempatik ren geyikleri 2’şer kişilik grupları çekerek gezdiriyor. Kar ayakkabılarıyla dağda yaptığımız uzun ve keyifli yürüyüş de başka bir aktivite. Ancak benim için bu gezide ömür boyu unutulmayacak bölüm husky köpeği safarisiydi. Yaklaşık 2 saat süren safaride eğitimli 6 husky köpeği bize unutulmaz bir deneyim yaşattı. Donmuş bembeyaz göl üzerinde, muhteşem bir doğa manzarasını izlerken mavi gözlü husky köpekleri uğuldayarak bizi gezdirdi. Bu gezinti esnasında kamp ateşinde ikramlar yapıldı.
4 gecelik konaklamamız sırasında 7’den 70’e herkesin hoşuna gidebilecek Noel Baba Köyü’nü de ziyaret ettik. Arctic Çemberin geçiş çizgisinin altında fotoğraf çektirdik. (Kutup Çizgisinin geçtiği bölge) Güzel magnet vb Noel Baba konseptli hediyelik eşya dükkanları var ancak fiyatlar oldukça pahalı, Tabi ki oraya kadar gitmişken de birşeyler almadan dönmek olmaz. Ücreti karşılığında, sıraya girip Noel Baba ile resim de çektirebiliyorsunuz. Postahanesinden de Türkiye’ye yılbaşında ulaştırılmak üzere kart gönderebiliyorsunuz. (~4-5 Euro) Hatta kartınızı bir sonraki yılın yılbaşında gönderilmek üzere bekletilen bir kutuya da atabilirsiniz.
Laponya kültürünü anlatan Arktik Müze de ziyaret edilmesi gereken yerler arasında.
Bu bölgenin en yüksek sezonu Aralık ve Ocak ayı. Diğer sezonlarda fiyat düşüyor.
Kış aylarında güneş 11.00’de doğuyor, saat 14.00 olmadan batıyor. Ancak aklınıza kasvetli karanlık bir manzara gelmesin, heryer ışıl ışıl, ve bembeyaz kar şehrin karanlığını aydınlatıyor. Yılbaşı ağaçları ışıklandırılmış, güzelce süslenmiş.
Şehir merkezi küçücük, merkezde 3-4 otel var, otellerde oda tipi saunalı ve saunasız olmak üzere 2’ye ayrılıyor. Fin saunası meşhur, ancak saunalar küçücük olduğu için fark verip saunalı oda tutmaya gerek yok, zaten sauna sefası yapmaya vakit de kalmıyor. Merkezde de hediyelik eşya satan dükkanlar ve birkaç alışveriş merkezi mevcut.
Kuzey kutup dairesinde bulunan tek Mc Donald’s da bu şehirde. Ancak böyle bir yerde Mc Donald’s la mideyi ziyan etmek yakışmaz. Ren Geyiği eti ve Somon en ünlü yemekleri ve oldukça lezzetli. Ayı eti de tattık ancak yağlı ve ağır bir et idi. En ünlü restaurantları olan Nili Restaurant’ı da ziyaret etmeden olmaz . Çok yoğun olan bu restauranta mutlaka birkaç gün öncesinden rezervasyon yapmak gerekiyor. Kremalı mantar çorbasını bölgeye has bir ağaçtan yapılmış çorba kupalarında servis ediyorlar. Porsiyonlar çok büyük değil, kişi başı yaklaşık 50-60 Euro hesap ödeyerek karnınızı doyurmak mümkün.
Ömür boyu unutulamayacak bir tatil geçirmek isteyen herkesle şiddetle tavsiye ediyorum. Benim buraları bir daha ziyaret edeceğim kesin…
Gizem Arslan
19.1.2015